"YENİ DÜŞÜNCE" SÖYLEŞİ.RÖPORTAJ: Evin GÖKTAŞ
AÜ HukukFakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Anıl Çeçen, Osmanlı İmparatorluğu’nun butopraklarda ayakta kalabilmek için 700 yıl savaştığını ve savaşlardan kurtulamadığıiçin yıkıldığını hatırlatarak “Bu topraklarda Osmanlı dönemindeki savaşlartekrar gündeme gelir ve uzun yıllar sürerse bölgedeki bütün devletlerlebirlikte Türk devletinin yıkılması veya bölünmesi gündeme gelebilir." diyekonuştu. AnılÇeçen, toplumda büyük bir infial ve üzüntüye yol açan Suruç'taki bombalısaldırıyı değerlendirirken de “Bu olay önceden bekleniyordu.” görüşüne yerverdi. Çeçen, IŞİD ve PKKmevzilerine yönelik başlatılan sınırötesi hava operasyonlarında geç kalındığınıbelirterek "Bu operasyonlar daha erken yapılabilirdi. Ama Türkiye OrtaDoğu'daki savaşa girmemek için sonuna kadar direndi ve hâlâ da direnmeye devametmektedir." dedi. AÜ Hukuk Fakültesi ÖğretimÜyesi Prof. Dr. Anıl Çeçen, son terörist saldırılar, hava operasyonları vesiyasi gündeme ilişkin sorularımızı yanıtladı.
-Yaşadığımız son terörist saldırıları ve teröristlere karşı yurt dışında veiçinde yapılan operasyonları nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Suruç olayı aslındabeklenen bir olaydı. Çünkü kamuoyunda bir süreden beri tedirginlik hâkimdi.Seçimlerle birlikte Türk kamuoyu iç politikaya yoğunlaşmıştı. Ama bölgedegiderek tırmanan savaş sürecine uzak duruyorduk. Seçim süreci öncesinde ortayaçıkan IŞİD örgütlenmesi Orta Doğu'da duraklamış olan savaşı tekrartırmandırmaya başlayınca IŞİD'e karşı ABD’nin öncülüğünde Batı koalisyonugündeme geldi. Bu koalisyon toplantılarında Türkiye'yi sürekli olarak IŞİD'ekarşı savaşa sürüklemek üzere Batı koalisyonu içinde yer alması için sürekliolarak ısrar ettiler. Ancak Batılılar bu ısrarı yapınca şunu gözardıediyorlardı: Batılı müttefiklerimizle Türkiye ittifak hâlindedir ama Batıittifakının bu bölgedeki en uçtaki ülkesi Türkiye'dir. Türkiye hem Batı ittifakı içindedir hem debölge ittifakı içindedir. Batı ittifakına uygun olarak hareket etmesi,Türkiye'nin bölgedeki gelişmelere karşı bir anlamda cepheye sürüklenmesianlamına geliyordu. O anlamda Türkiye yıllarca yapılan zorlamalara rağmen IrakSavaşı’na girmemiştir. Bu yüzden Türkiye, Suriye Savaşı 3 yıla yakın birsüredir devam etmesine rağmen girmemiştir. Ama dikkat edin, seçim öncesi veseçim sürecinde Türkiye'deki tartışmalarda Suriye ve Orta Doğu meselesi IŞİDüzerinden hareket edilerek sürekli olarak canlı tutulmaya çalışılmış vetırmandırılmıştır.
-Suruç olayına bu tırmanma süreci mi sebep oldu?
- Bu Suruç noktasınagelinceye kadar böylesine bir tırmanma süreci ile karşı karşıya kaldık. Suruçsonrasına baktığımızda büyük bir üzüntü ve tepki var. Ama şaşkınlık yok. Demekki kamuoyu böyle bir olaya geçmişten gelen süreçten itibaren alıştırılmış,yavaş yavaş bu tür gelişmeler olabileceği konusunda Türkiye bir anlamda savaşadoğru yönlendirilmiştir. Savaşa doğru Türk toplumunun psikolojisihazırlanmıştır. Geldiğimiz noktada özellikle 40 yıla yaklaşan bir PKK terörüTürkiye'yi hem içeride hem de sınır bölgesinde çok ciddi olarak hedef hâlinegetirmiştir. İşte son olarak Kilis'te karakola IŞİD tarafından yapılan saldırıbardağı taşıran son damla olmuş ve bunun üzerine TSK iki ayrı askerî operasyondüzenleyerek Türk jetleri IŞİD’e ve Suriye'de bulunan diğer teröristmihraklarla Kandil'e gereken cevabı vermiştir.
-Bu harekât neden sadece IŞID değil de Kandil'e yönelik olarak da genişletildi?
- IŞİD üzerindenbaşlatılan askerî harekâtın PKK ve diğer terörist örgütlere yönelik olarakgenişletildiğini görüyoruz. Türk uçaklarının yapmış olduğu iki harekâtsonrasında Türkiye'nin hem Doğu hem Batı Anadolu'daki büyük merkezlerinde terörolaylarına karışan kadrolara karşı bir güvenlik operasyonunun gerçekleştiğinigörüyoruz.
-Gerek asker gerekse polis operasyonlarının zamanlaması hakkında neler söyleyebilirsiniz?
- Bu operasyonlar dahaerken yapılabilirdi. Ama Türkiye sonuna kadar bu savaşa girmemek için direnmişve hâlâ da direnmeye devam etmektedir. Eğer Kilis'teki karakola yapılan saldırı olmasaydı askerî operasyonlarolmayabilirdi. Çünkü Türkiye sonuna kadar savaşa girmeme kararlığındadır.Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bugünkü yönetimi şunu iyi bilmektedir: Osmanlıİmparatorluğu bu topraklarda ayakta kalabilmek için 700 yıl savaşmış vesavaşlardan kurtulamadığı için yıkılmıştır. Bu topraklarda Osmanlı dönemindekisavaşlar tekrar gündeme gelir ve uzun yıllar sürerse bölgedeki bütündevletlerle birlikte Türk devletinin yıkılması gündeme gelebilir. İşte bu konudaAmerikan Genel Kurmay Başkanı Le Monde gazetesine verdiği demeçte 5 yıl içindebu coğrafyada 10 devletin yıkılacağını söylemiştir. O devletlerde baktığımızdabütün Orta Doğu devletleri ve Türkiye'nin komşularıdır. Türkiye'yi bunundışında göstermektedir. Demek ki bu devletlerin yıkılışında Türkiye biroperasyon merkezi olarak kullanılmak istenmektedir. Türkiye de bunu bildiğiiçin komşularının yıkılmasına yol açacak terör ve savaş senaryolarını ciddiyealmak için çaba sarf etmektedir.
-7 Haziran Seçimlerinde otaya çıkan tablo sonucunda yapılan koalisyonçalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Savaş konjonktüründesiyasi partilerin Türkiye gerçekleri karşısında bir araya gelip ortak zemindeanlaşarak bir koalisyon oluşturamadığını görüyoruz. Önümüzdeki dönem açısındançok fazla iyimser olmak mümkün görünmemektedir. Maalesef seçimlerin başarı iletamamlanması ve HDP’nin güçlü bir grupla Meclise girmesine rağmen terörün devamettiğini ve durmadığını, terörle siyasetin birlikte gittiğini görüyoruz.Güneydoğu partisinin eş başkanı hanımefendi, Amerika'nın açıkça desteklediğiKuzey Irak'taki terör örgütlerine sahip çıktığını ve sırtlarını onlaradayadıklarını söylüyor. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Güneydoğupartisinin yöneticileri şunu iyi bilmek zorundadırlar: Ya terörün ya dademokrasinin yanında olacaksınız. Demokrasinin içerisinde yer alıyorsanız eğer,sergilediğiniz bu tutum çok büyük bir çelişkidir. Bu tutumunuz terörüntırmanmasına neden olmaktadır.
-Henüz bir koalisyon hükûmeti kurulamadığı için şu anda işbaşında bulunan geçicihükûmet teröre karşı etkili bir politika yürütüyor mu?
- Seçim sonucunun alındığıgün cumhurbaşkanı "erken seçim" dedi. Bunun üzerine mevcut iktidarpartisi artık çoğunluğunu kaybettiği için geçici hükûmet durumuna geldi.Seçimlerden bu yana epey bir zaman geçmesine rağmen hâlâ ortada gerçekleşmişbir koalisyon yok. Ben bunu şuna bağlıyorum: Türk siyasetinde çok ciddi birkayma yaşamaktayız. Bu kayma hem uluslararası konjonktürdeki hem de bölgedekigelişmelerin etkisiyle ön plana çıkmaktadır. Türkiye'nin güneydoğu bölgesindençıkan bir parti, koalisyon seçeneklerinin dışında kalmıştır. İktidar partisi,Atatürk'ün partisi ve milliyetçi parti üçgeninde konuya baktığımızda, ülkeniniç ve bölgesel nedenlerle kaotik bir ortama sürüklendiğini görüyoruz.Bölgemizde olağanüstü günler yaşıyoruz.
-"Olağanüstü günler yaşıyoruz." dediniz. Bunu biraz açar mısınız?
- Sovyetler Birliğidağıldı. Soğuk Savaş geride kaldıktan sonra Orta Doğu'da sıcak çatışma ortamıdoğdu. Sıcak çatışma ortamında önce Irak'a yönelik savaş yapıldı. SonraIrak'taki savaş ortamından sıcak çatışmalar bölgeye yayıldı. Irak'a yöneliksavaş senaryosunun arkasında İsrail vardı. Bölgedeki bütün devletlerinbölünmesi ve parçalanmasını gündeme getirdi. İsrail ve ABD bütün bölgedevletlerini çarpıştırmak istedi ama devletler birbiriyle savaşmadı. Türk devletiIrak ve Suriye ile savaşmadı. İran'la da savaş senaryolarına karşı çıktı. Demekki bütün devletler bunun içerisine bu kadar terör ve savaş zorlamalarına rağmenbirbirleriyle savaşmıyorlar. Komşu devletler kendi güvenlikleri açısındansavaştan uzak duruyorlar. Devletlerin savaştan uzak durduğu bu emperyalistsaldırı döneminde emperyal güçler devletleri savaşa sokmak için terör örgütleri kuruyorlar. Kurdukları bu terör örgütlerine de devlet adı veriyorlar.
-IŞİD de böyle bir örgüt mü?
- IŞİD nedir? Irak ve Şamİslam Devleti. Demek ki bir terör örgütü kuruyorsun ve sonra bunu devlet ilanediyorsun. Devletler savaşmıyor ama terör örgütleri savaşırken devletlersavaşıyor gibi gösteriyorsun. Bu oyunu artık herkes görmeye başladı. İşte PKKterör örgütü olan PKK kendisini devlet olarak ilan ediyor. Ve kendisine yankuruluşlar oluşturuyor. Alternatif ve paralel devlet ilan etme noktasına geliyor.Bu çerçeveden baktığımız zaman ben önümüzdeki dönemde emperyal güçlerin bu bölgedekihâkimiyetlerini korumak üzere yeni örgütler ortaya çıkarabileceklerinidüşünüyorum. Yani kesinlikle barış istemiyorlar. Sonuna kadar savaş istiyorlar.Amaçları 5 yıl içerisinde Orta Doğu'daki 10 devleti parçalayıp eyaletlere bölmek.Libya Kaddafi döneminde istikrarlıydı, şimdi üçe bölündü. Aynı şekilde Mısır'ıbölüyorlar. Suudi Arabistan'ı üçe bölüyorlar. Suriye'yi, Irak'ı ve İran'ıbölüyorlar. Bunların bölünmesi için terörü tırmandıracaklar. Terörü yürütenörgütlere, terör yaptıkları bölgeye bağlı olarak eyalet devlet kurma imkânıverecekler. Açıktan Irak'ı üçe böldüler, Şii, Sünni ve Kürdi...
-Türkmenlere de yer verecekler mi?
-Türkmenlere yervermiyorlar. Suriye'de bazı görüşlere göre 4, bazı görüşlere gere de 6 eyaletinortaya çıkması gündemde. Bu eyaletlerin doğması ve örgütlenmesi zaman alacağıiçin, ulus ve bölge devletlerinin parçalanarak eyaletlere bölünmesi noktasındaterörün devam etmesi gerekiyor. Emperyalizm terör yoluyla bu devletleriparçalayacak ve terör örgütlerine devlet adı vererek eyaletler oluşturacak. Buçerçeveden baktığımız zaman emperyalizmin elindeki en büyük koz terördür. Terörörgütleri üzerinden mevcut yapıları yıkıp dağıtıyor. Ondan sonra terörörgütlerini devletleştirme noktasında, küçük küçük eyaletlere bölüp bunları yaKudüs'e bağlayacaklar ya da İstanbul'u yeniden Bizans döneminde olduğu gibiKonstantinapolis'e çevirecekler. Gayrimüslim unsurların bulunduğu bir yapı...Avrupa ve Amerika'nın kontrolünde... Bir Osmanlı hinterlandında yeni bir Bizansfederasyonunu Orta Doğu Birleşik Devletleri adı altında gündeme getireceklergibi görünüyor. İşte bütün bölge devletlerini tehdit eden bu bölünme ve parçalanmaterör olayları Türkiye'yi de bölge devleti olarak tehdit etmektedir. AmaTürkiye bu aşamada bölge devletleri ile Batı ittifakı arasında kaldığı içindirki gereken ulusal tavrı gösterememektedir.
-Son olarak neler söylemek istersiniz?
-Şimdi geldiğimiz bu noktadanTürkiye'nin merkezde toparlanması gerekmektedir. Zinde güçlerin bir arayagelerek Türkiye'nin devlet ve askerî yapısını güçlendirip ondan sonra bölgedeistikrar ve güvenliğin sağlanması noktasında bölge devletleriyle iş birliğiyapmalıdır. Atatürk devleti kurarken geleceğe dönük olarak Sovyetler Birliği,İtalya ve Almanya gibi faşist devletlere karşı bölgede güvenliği sağlamak üzereSadabat Paktı'nı gündeme getirmiştir. Bugün de böylesine bir bölgeselörgütlenmeye ihtiyaç vardır. Türkiye'nin İran'la savaşmaması, Türkiye'nin Irakve Suriye Savaşı’na girmemesi gerekir. Türkiye'nin acilen Azerbaycan'ın başkentiBakü'de İran, Irak, Suriye’yi bir araya çağırarak onlarla bölgesel çapta OrtaDoğu güvenlik konferansı düzenlemesi gerekmektedir. Ancak bu şekilde bölgedevletleri arasında güvenlik sağlanabilir. Irak'ta Bağdat'ın yeniden inisiyatifiartarsa Suriye'de Şam'ın yeniden inisiyatifi artarsa Tahran'la iş birliğigeliştirilirse o zaman hiçbir Batılı ve emperyal güç bölgeye giremez. O zamanhiçbir terör örgütü bölge devletlerini birbirine düşürerek savaş senaryosunutırmandıramaz.
-Suruç olayına bu tırmanma süreci mi sebep oldu?
- Bu Suruç noktasınagelinceye kadar böylesine bir tırmanma süreci ile karşı karşıya kaldık. Suruçsonrasına baktığımızda büyük bir üzüntü ve tepki var. Ama şaşkınlık yok. Demekki kamuoyu böyle bir olaya geçmişten gelen süreçten itibaren alıştırılmış,yavaş yavaş bu tür gelişmeler olabileceği konusunda Türkiye bir anlamda savaşadoğru yönlendirilmiştir. Savaşa doğru Türk toplumunun psikolojisihazırlanmıştır. Geldiğimiz noktada özellikle 40 yıla yaklaşan bir PKK terörüTürkiye'yi hem içeride hem de sınır bölgesinde çok ciddi olarak hedef hâlinegetirmiştir. İşte son olarak Kilis'te karakola IŞİD tarafından yapılan saldırıbardağı taşıran son damla olmuş ve bunun üzerine TSK iki ayrı askerî operasyondüzenleyerek Türk jetleri IŞİD’e ve Suriye'de bulunan diğer teröristmihraklarla Kandil'e gereken cevabı vermiştir.
-Bu harekât neden sadece IŞID değil de Kandil'e yönelik olarak da genişletildi?
- IŞİD üzerindenbaşlatılan askerî harekâtın PKK ve diğer terörist örgütlere yönelik olarakgenişletildiğini görüyoruz. Türk uçaklarının yapmış olduğu iki harekâtsonrasında Türkiye'nin hem Doğu hem Batı Anadolu'daki büyük merkezlerinde terörolaylarına karışan kadrolara karşı bir güvenlik operasyonunun gerçekleştiğinigörüyoruz.
-Gerek asker gerekse polis operasyonlarının zamanlaması hakkında neler söyleyebilirsiniz?
- Bu operasyonlar dahaerken yapılabilirdi. Ama Türkiye sonuna kadar bu savaşa girmemek için direnmişve hâlâ da direnmeye devam etmektedir. Eğer Kilis'teki karakola yapılan saldırı olmasaydı askerî operasyonlarolmayabilirdi. Çünkü Türkiye sonuna kadar savaşa girmeme kararlığındadır.Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bugünkü yönetimi şunu iyi bilmektedir: Osmanlıİmparatorluğu bu topraklarda ayakta kalabilmek için 700 yıl savaşmış vesavaşlardan kurtulamadığı için yıkılmıştır. Bu topraklarda Osmanlı dönemindekisavaşlar tekrar gündeme gelir ve uzun yıllar sürerse bölgedeki bütündevletlerle birlikte Türk devletinin yıkılması gündeme gelebilir. İşte bu konudaAmerikan Genel Kurmay Başkanı Le Monde gazetesine verdiği demeçte 5 yıl içindebu coğrafyada 10 devletin yıkılacağını söylemiştir. O devletlerde baktığımızdabütün Orta Doğu devletleri ve Türkiye'nin komşularıdır. Türkiye'yi bunundışında göstermektedir. Demek ki bu devletlerin yıkılışında Türkiye biroperasyon merkezi olarak kullanılmak istenmektedir. Türkiye de bunu bildiğiiçin komşularının yıkılmasına yol açacak terör ve savaş senaryolarını ciddiyealmak için çaba sarf etmektedir.
-7 Haziran Seçimlerinde otaya çıkan tablo sonucunda yapılan koalisyonçalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Savaş konjonktüründesiyasi partilerin Türkiye gerçekleri karşısında bir araya gelip ortak zemindeanlaşarak bir koalisyon oluşturamadığını görüyoruz. Önümüzdeki dönem açısındançok fazla iyimser olmak mümkün görünmemektedir. Maalesef seçimlerin başarı iletamamlanması ve HDP’nin güçlü bir grupla Meclise girmesine rağmen terörün devamettiğini ve durmadığını, terörle siyasetin birlikte gittiğini görüyoruz.Güneydoğu partisinin eş başkanı hanımefendi, Amerika'nın açıkça desteklediğiKuzey Irak'taki terör örgütlerine sahip çıktığını ve sırtlarını onlaradayadıklarını söylüyor. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Güneydoğupartisinin yöneticileri şunu iyi bilmek zorundadırlar: Ya terörün ya dademokrasinin yanında olacaksınız. Demokrasinin içerisinde yer alıyorsanız eğer,sergilediğiniz bu tutum çok büyük bir çelişkidir. Bu tutumunuz terörüntırmanmasına neden olmaktadır.
-Henüz bir koalisyon hükûmeti kurulamadığı için şu anda işbaşında bulunan geçicihükûmet teröre karşı etkili bir politika yürütüyor mu?
- Seçim sonucunun alındığıgün cumhurbaşkanı "erken seçim" dedi. Bunun üzerine mevcut iktidarpartisi artık çoğunluğunu kaybettiği için geçici hükûmet durumuna geldi.Seçimlerden bu yana epey bir zaman geçmesine rağmen hâlâ ortada gerçekleşmişbir koalisyon yok. Ben bunu şuna bağlıyorum: Türk siyasetinde çok ciddi birkayma yaşamaktayız. Bu kayma hem uluslararası konjonktürdeki hem de bölgedekigelişmelerin etkisiyle ön plana çıkmaktadır. Türkiye'nin güneydoğu bölgesindençıkan bir parti, koalisyon seçeneklerinin dışında kalmıştır. İktidar partisi,Atatürk'ün partisi ve milliyetçi parti üçgeninde konuya baktığımızda, ülkeniniç ve bölgesel nedenlerle kaotik bir ortama sürüklendiğini görüyoruz.Bölgemizde olağanüstü günler yaşıyoruz.
-"Olağanüstü günler yaşıyoruz." dediniz. Bunu biraz açar mısınız?
- Sovyetler Birliğidağıldı. Soğuk Savaş geride kaldıktan sonra Orta Doğu'da sıcak çatışma ortamıdoğdu. Sıcak çatışma ortamında önce Irak'a yönelik savaş yapıldı. SonraIrak'taki savaş ortamından sıcak çatışmalar bölgeye yayıldı. Irak'a yöneliksavaş senaryosunun arkasında İsrail vardı. Bölgedeki bütün devletlerinbölünmesi ve parçalanmasını gündeme getirdi. İsrail ve ABD bütün bölgedevletlerini çarpıştırmak istedi ama devletler birbiriyle savaşmadı. Türk devletiIrak ve Suriye ile savaşmadı. İran'la da savaş senaryolarına karşı çıktı. Demekki bütün devletler bunun içerisine bu kadar terör ve savaş zorlamalarına rağmenbirbirleriyle savaşmıyorlar. Komşu devletler kendi güvenlikleri açısındansavaştan uzak duruyorlar. Devletlerin savaştan uzak durduğu bu emperyalistsaldırı döneminde emperyal güçler devletleri savaşa sokmak için terör örgütleri kuruyorlar. Kurdukları bu terör örgütlerine de devlet adı veriyorlar.
-IŞİD de böyle bir örgüt mü?
- IŞİD nedir? Irak ve Şamİslam Devleti. Demek ki bir terör örgütü kuruyorsun ve sonra bunu devlet ilanediyorsun. Devletler savaşmıyor ama terör örgütleri savaşırken devletlersavaşıyor gibi gösteriyorsun. Bu oyunu artık herkes görmeye başladı. İşte PKKterör örgütü olan PKK kendisini devlet olarak ilan ediyor. Ve kendisine yankuruluşlar oluşturuyor. Alternatif ve paralel devlet ilan etme noktasına geliyor.Bu çerçeveden baktığımız zaman ben önümüzdeki dönemde emperyal güçlerin bu bölgedekihâkimiyetlerini korumak üzere yeni örgütler ortaya çıkarabileceklerinidüşünüyorum. Yani kesinlikle barış istemiyorlar. Sonuna kadar savaş istiyorlar.Amaçları 5 yıl içerisinde Orta Doğu'daki 10 devleti parçalayıp eyaletlere bölmek.Libya Kaddafi döneminde istikrarlıydı, şimdi üçe bölündü. Aynı şekilde Mısır'ıbölüyorlar. Suudi Arabistan'ı üçe bölüyorlar. Suriye'yi, Irak'ı ve İran'ıbölüyorlar. Bunların bölünmesi için terörü tırmandıracaklar. Terörü yürütenörgütlere, terör yaptıkları bölgeye bağlı olarak eyalet devlet kurma imkânıverecekler. Açıktan Irak'ı üçe böldüler, Şii, Sünni ve Kürdi...
-Türkmenlere de yer verecekler mi?
-Türkmenlere yervermiyorlar. Suriye'de bazı görüşlere göre 4, bazı görüşlere gere de 6 eyaletinortaya çıkması gündemde. Bu eyaletlerin doğması ve örgütlenmesi zaman alacağıiçin, ulus ve bölge devletlerinin parçalanarak eyaletlere bölünmesi noktasındaterörün devam etmesi gerekiyor. Emperyalizm terör yoluyla bu devletleriparçalayacak ve terör örgütlerine devlet adı vererek eyaletler oluşturacak. Buçerçeveden baktığımız zaman emperyalizmin elindeki en büyük koz terördür. Terörörgütleri üzerinden mevcut yapıları yıkıp dağıtıyor. Ondan sonra terörörgütlerini devletleştirme noktasında, küçük küçük eyaletlere bölüp bunları yaKudüs'e bağlayacaklar ya da İstanbul'u yeniden Bizans döneminde olduğu gibiKonstantinapolis'e çevirecekler. Gayrimüslim unsurların bulunduğu bir yapı...Avrupa ve Amerika'nın kontrolünde... Bir Osmanlı hinterlandında yeni bir Bizansfederasyonunu Orta Doğu Birleşik Devletleri adı altında gündeme getireceklergibi görünüyor. İşte bütün bölge devletlerini tehdit eden bu bölünme ve parçalanmaterör olayları Türkiye'yi de bölge devleti olarak tehdit etmektedir. AmaTürkiye bu aşamada bölge devletleri ile Batı ittifakı arasında kaldığı içindirki gereken ulusal tavrı gösterememektedir.
-Son olarak neler söylemek istersiniz?
-Şimdi geldiğimiz bu noktadanTürkiye'nin merkezde toparlanması gerekmektedir. Zinde güçlerin bir arayagelerek Türkiye'nin devlet ve askerî yapısını güçlendirip ondan sonra bölgedeistikrar ve güvenliğin sağlanması noktasında bölge devletleriyle iş birliğiyapmalıdır. Atatürk devleti kurarken geleceğe dönük olarak Sovyetler Birliği,İtalya ve Almanya gibi faşist devletlere karşı bölgede güvenliği sağlamak üzereSadabat Paktı'nı gündeme getirmiştir. Bugün de böylesine bir bölgeselörgütlenmeye ihtiyaç vardır. Türkiye'nin İran'la savaşmaması, Türkiye'nin Irakve Suriye Savaşı’na girmemesi gerekir. Türkiye'nin acilen Azerbaycan'ın başkentiBakü'de İran, Irak, Suriye’yi bir araya çağırarak onlarla bölgesel çapta OrtaDoğu güvenlik konferansı düzenlemesi gerekmektedir. Ancak bu şekilde bölgedevletleri arasında güvenlik sağlanabilir. Irak'ta Bağdat'ın yeniden inisiyatifiartarsa Suriye'de Şam'ın yeniden inisiyatifi artarsa Tahran'la iş birliğigeliştirilirse o zaman hiçbir Batılı ve emperyal güç bölgeye giremez. O zamanhiçbir terör örgütü bölge devletlerini birbirine düşürerek savaş senaryosunutırmandıramaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder